16 Şubat 2011 Çarşamba

bilge karga ile sefil tilki


[Karga ile Tilki Hikâyesi’nin Gerçeğini Hikâye Ederiz]

Efendim, Karga ile tilkinin hikâyesi hakikatte şöyledir:
Bizim Karga rakı masasına gidecektir, ahbaplarla nevale hazır edilmiştir. Bizimki de bakar çilingir sofrasına, Ezine Peynir eksiktir.
Olmaz, der, bir kanatta gider alır gelirim. Nedir ki, kuş uçuşu 500 km’dir.
Gider, alır. Lakin dönüşte pek yorgun düşer. Eh, onca senenin Kargasıdır, yaş gelmiştir, kemale de ermiştir, gençliğin körük ciğeri vs haliyle yoktur, bir de son zamanlarda sigarayı filan artırmıştır.
Şu kuru dallarda bir soluklanayım der kendine.
Yakar bir filtresiz bu arada. Tam da o sırada sefil tilki geçiyordur.
Her kurnaz gibi sefil bir mahlûk!
Efendime söyleyeyim, görür tabi bizimkini nefis kokulu Ezine ile. Kurar zavallı senaryosunu. Yok şarkıdır, türküdür, sendeki ne güzel bir sestir; olmadı evde çocuklar aç biilaçtır, yengen vallah hastadır, üç gündür eve bir lokma girmemiştir, yani…
Aslında yemez bu numaraları bilge Karga, ama insan evladıdır; ki son zamanlarda eski Yeşilçam filmlerini izlerken gözleri de dolmaktadır. Tamam bre adam, der. Sen al şunu, ama heder etme bak… Döner gider bir yarım kg daha alır.
Hikâyenin aslı budur.
O tilki dümbüğü de âlemde mevzuyu farklı konuşur.
La Fontaine de ona alet olur…
Evet, öğrendiniz şimdi işin aslını…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder